Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Beşikdüzü Halkı Sinem Topaloğlu İçin Haykırdı “Karanlığa Teslim Olmayacağız”

https://abone.ankahaber.net/static/video/5597ba6c-74f0-45a6-9be1-a4137378650b-720.mp4 Haber: Gençağa Karafazlı (TRABZON)- Beşikdüzü Emek ve Demokrasi Platformu

Haber: Gençağa Karafazlı

(TRABZON)- Beşikdüzü Emek ve Demokrasi Platformu tarafından geçtiğimiz günlerde ayrılmak istediği eşi tarafından katledilen 28 yaşındaki Sinem Topaloğlu için düzenlenen eylemde, kadına şiddet ve cezasızlık politikaları protesto edildi. Platform adına açıklamayı yapan Figen Ağın Şenel, “‘Aile Yılı’ adı altında yürütülen politikalar, kadınların kurumsal alandan adım adım çekilmesini, ev içi rollere tanımlanmasını ve bakım yükünün neredeyse tamamının omuzlarına bırakılmasını meşrulaştırıyor. Ev kadınlar için bir sığınak değil, çoğu zaman görünmeyen bir şiddet alanına dönüşmüş durumda” dedi.

Beşikdüzü’nde öldürülen Sinem Topaloğlu için 2 gün önce düzenlenen ve çok sayıda yurttaşın katıldığı “Karanlığa Işık” yürüyüşünün ardından bugün de Beşikdüzü Emek ve Demokrasi Platformu tarafından düzenlenen eyleminde kadına yönelik şiddet ve cezasızlık politikaları protesto edildi.

Beşikdüzü Kapalı Pazaryeri önünde toplanan Beşikdüzü Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri ile yurttaşlar, “Her yer kadın, her yer direniş” ve “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganları attı. Eyleme CHP  Genel Başkan Yardımcısı Çağlı Özgür de katıldı. Özgür, şunları söyledi:

“Biz kadın cinayetlerinin kader olmadığını biliyoruz”

“Bugün burada, Sinem’in katledildiği Beşikdüzü’nde bir aradayız. Ne yazık ki Sinem artık aramızda değil. Biz her sabah yeni bir kadın cinayeti haberiyle güne başlamak istemiyoruz. Bize bu dayatılsa da biz kadın cinayetlerinin kader olmadığını biliyoruz. Kadın cinayetleri politiktir. Eğer bu ülkede her gün kadınlar öldürülüyorsa, bunda iktidarın görmezden geldiği şiddet, izlenen cezasızlık politikaları, kadınları koruyacak yasaların uygulanmaması, 6284 sayılı yasadan alınan koruma kararlarının sadece kağıt üstünde kalmasının büyük payı var. Devletin birincil görevi yurttaşlarının yaşam hakkını korumaktır. Kadınların yaşam hakkını korumak devletin sorumluluğudur. Ama ne görüyoruz? Koruma kararları kağıt üstünde kalıyor. Şiddet failleri ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşıyor. Kadınlar bu durumda sistematik bir şekilde yalnızlaştırılıyor ve katlediliyor. İstanbul Sözleşmesi, kadınların yaşam hakkını güvence altına alan en güçlü uluslararası metinlerden biridir. Tek bir adam, bir gecede hukuksuzca sözleşmeden çıkıldığını açıkladı. Bu durum kadınları savunmasız bıraktı ve faillerin cesaret bulmasına neden oldu. Bu anlayışı kabul etmiyoruz. Bu anlayışla mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz.”

“Karanlığa teslim olmayacağız”

Emek ve Demokrasi Platformu’ndan aktivist ve veteriner hekim Figen Ağın Şenel ise şöyle konuştu:

“Kadınlar en çok evlerinde öldürüldü. ‘Aile Yılı’ adı altında yürütülen politikalar, kadınların kurumsal alandan adım adım çekilmesini, ev içi rollere tanımlanmasını ve bakım yükünün neredeyse tamamının omuzlarına bırakılmasını meşrulaştırıyor. Kadınlar yeniden ve ısrarla eve çağrılıyor. Fakat bu çağrının ardında eşitlik değil kontrol ve tahakküm var. Ev kadınlar için bir sığınak değil, çoğu zaman görünmeyen bir şiddet alanına dönüşmüş durumda. 2025’in ilk 6 ayında elde ettiğimiz verilere göre kadınlar en çok kendi evlerinde öldürüldü. Güvenli olmaları gereken yerler, hayatlarını kaybettikleri mekânlara dönüştü. Karanlığa teslim olmayacağız.”