Av. Okumuşoğlu’ ndan dayanışma çağrısı “BEN FIRTINA VADİSİYİM”

Haber :Gençağa Karafazlı

11 Mayıs 2025 tarihinde Rize idare mahkemesinde Fırtına vadisinin geleceği ile ilgili tarihi bir duruşma var .

Duruşma öncesi “DOSTLAR… İYİ İNSANLAR!

Beni sözde “uygunluk raporlarıyla”, “plan notlarıyla”, “harita çizimleriyle” sıkıştırıyorlar.

Ama bilmiyorlar ki ben ÇİZİLMEM! Ben ÖLÇÜLMEM! Ben BÖLÜNMEM! Ben planla, dilimizle TARİF edilmem” diye insanlığa seslenen yaşam alanlarının yılmaz savunucusu AV. Yakup Okumuşoğlu ,Fırtına vadisi için tüm insanlığı dayanışmaya ve ses vermeye çağırdı.

Okumuşoğlu ‘ nun çağrısı şöyle:

“Ben binlerce yılın, göç yollarının, yayla sevdalarının, şaman dualarının izini taşıyanım.

Benim eski yollarım vardır —at sırtında yürünmüş, her taşında bir iz, her virajında bir türkü,

her kıvrımında bir hayat birikmiştir. Benim göğsümde ormanlar vardır —yaşlı ladinler, kayınlar, kestaneler…yedi kuşak öncenin nefesini bugüne taşır. Benim bağrımda sular akar —çağlayarak, ses vererek, sadece akmaz, can taşırım toprağa, ağaca, insana, canlılara…

BEN, AYNI ANDA KONUŞANIM:

Bir serçenin çırpınışı, bir çam kozalağının düşüşü, bir mantarın yer yarığına sızışı, bir kurdun sessiz geçişi, bir arının kanat sesi, bir otun çatlağa kök salışı…Hepsi bendir.

Hepsi bir arada konuşur bende. Ve ben sana o çoklu sesten duyururum. Sen de hissedersin derinlerime girdiğinde… Yaşamı anlarsın! Düzeni anlarsın! Dünyayı anlarsın!

İNSAN DİLİYLE “SİT” DEDİKLERİ…

Yani bana duyulan saygıyı, güzelliğimi, tarihimi, kültürümü, benim taşımda, suyumdaki, ağacımdaki sanatı kabul ettiklerini ifade eden koruma statümü düşürdüler. Kendilerince güya “derecemi”, yani bende var olanları

“1. Derece”den “3. derece”ye düşürdüler!

AMA BEN BİLİYORUM!

Bu karar yaşamı sıradanlaştırma, doğayı susturma, beni—bir bütünü—parçalara ayırıp parça parça paraya tahvil etmek için alındı.

Adım adım…beni madene, taşa, betona yani sizin “rant” dediğiniz şeye kurban edecekler. Beni kendi menfaat cetvellerine sığdırıp, kar hanelerine ekleyecekler.

DOSTLAR… İYİ İNSANLAR!

Beni sözde “uygunluk raporlarıyla”, “plan notlarıyla”, “harita çizimleriyle” sıkıştırıyorlar.

Ama bilmiyorlar ki ben ÇİZİLMEM! Ben ÖLÇÜLMEM! Ben BÖLÜNMEM! Ben planla, dilimizle TARİF edilmem!

DİNLEYİN BENİ:

NE SİZİN VERDİĞİNİZ DERECELERE TALİBİM, NE DE GERİ ALDIKLARINIZI UMURSUYORUM!

Ben varlığımı onaylara değil, döngüye, ilişkiye, karşılıksız bağlılığa borçluyum. Sizin dilinizin de,

biliminizin de henüz ulaşamadığı bir derinlikten sesleniyorum.

Beni ölçememeniz benim yokluğumdan değil, fazlalığımdan….

Ben doğayım. Hem sizim, hem de sizden çok fazlasıyım.

Sizin başladığınız yerden, unuttuğunuz yerden konuşuyorum size. Siz gideceksiniz ben kalacağım.

Şimdi…benim için yürüyen binlerce can var. Ben onların sesindeyim artık.

Sizin “bilirkişi” dedikleriniz bile dedi ki: “Bu karar ne bilimseldir ne de kamu yararına uygundur.”