AİLE YILI PAKETİ
Türkiye nüfusu hızla yaşlanıyor. Bunun ana nedeni de gençlerin evliliğe uzak durmaları ve evlenenlerin de çocuk yapmak istememeleri. Git gide daha kronik hale gelen bu durumun düzeltilebilmesi için iktidar çözüm arayışları içerisinde..
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 yılını aile yılı olarak ilan etti. Bu nedenle Aile Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösterecek olan Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulu kuruldu ve şimdiden faaliyetlere başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu çerçevede yaptığı açıklamada aileyi koruma paketinde bekarlara (18-29 yaş arası) 48 ay faizsiz 150 bin lira, ailelere de ilk çocuk için 5 bin lira, ikinci çocuk için 1500 lira, sonrasında da yine 5 bin lira verileceğini belirtti.
Peki bunlar, sizce derde derman olur mu?
Bence olmaz.
Bunun ana nedeni; değişen toplumsal yaşam ve git gide artan ekonomik sorunlar.
Bu ikisi iç içe geçmiş durumda. Bu iki büyük açmazı ortadan kaldırabilmek için çok ciddi adımlar atılması, çeşitli önlemler alınması gerek. Bu ise uzun vadeli rehabilitasyonla belki mümkün olabilir. Bunun için öncelikli olarak (daha önce de değindiğim gibi) her şeyden önce bir sosyologlar kuruluna ihtiyaç var. İktidar maalesef bu konuda bu güne kadar herhangi bir adım atmadı. Yeni kurulan kurullarda sosyologlar var mı bilmiyorum. Umarım vardır.
Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vadettiği maddi yardımlar evlenme ve çocuk konusunda ön açıcı olabilir mi?
Buna hiç ihtimal vermiyorum. Bunun çeşitli nedenleri var;
Günümüzde, “Hangi şartlarda bulunursan bulun mutlaka bir üniversite okumalısın”söylemi artık herkesi etkisi altına almış durumda.
O nedenle ister istemez üniversite bitiren kızlarımızın yaşı 23-24’lere çıkmakta. Sonrasında ise (erkek, kız) mezunların iş bulmaları 30’lu yaşlara doğru tırmanmakta.
Diyelim ki evlilik yardımının da katkısıyla bu yaşlardaki gençlerimiz evlendi. Peki neyle geçinecekler?
Diyelim ki bu gençlerden sadece erkek iş bulabildi, bir kişinin aldığı maaşla gençler hem ev kirası verip, hem de nasıl rahat bir hayat sürebilecekler?
Evliliğin önündeki bir başka engel ise boşanmalar ve bunun doğurduğu nafaka, varlıkların eşit dağılımı gibi sorunlar.
Evlenmelerin azalması haliyle doğan/doğacak olan çocuk sayısına da olumsuz etki ediyor.
Günümüzde, evlenen gençler de işlerini yoluna koyana kadar bir müddet çocuk yapmaktan kaçınıyorlar. Yaş ilerleyince de araya ancak bir iki çocuk sıkıştırılabiliyor.
Çocukların büyütülmesi, kreş, anaokulu gibi giderler ise düşük gelirli ailelerin karşılayamayacakları boyutlarda..Bu durum yeni evlileri düşündürüyor!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavsiye ettiği 3 çocuğa karşılık vereceği 11.500 tl bir çocuğun dahi bakımına yetmeyecek bir rakam.
Yani, neresinden bakılırsa bakılsın, Aile yılı çerçevesinde açıklanan yardımlar evlilik ve çocuk sorununu çözecek türden şeyler değil.
Bu konuda çok daha ayrıntılı çözüm önerileri düşünmek gerek.
Bu görevle kurulan kurulların ne karar alacaklarını, son derece önemli bu sorunların giderilebilmeleri için neler yapacaklarını şimdiden merak ediyorum!
Adnan Onay..