Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, EMEP’in yangın raporunu açıkladı.

Orman yangınlarını söndürme ile ilgili bütçenin faize yatırıldığını söyleyen Aslan;

Orman yangınlarını söndürme ile ilgili bütçenin faize yatırıldığını söyleyen Aslan; “Bu parayla yangın söndürme ekipmanları, uçaklar alınması gerekirken faize yatırılıyor. Adeta AKP’nin propaganda bürosu gibi çalışan İletişim Başkanlığı bütçesi ile yangınla mücadele için ayrılan bütçeye baktığımızda hükümetin önceliğini görmüş oluruz” dedi.

EMEP’in Çevre Bürosu tarafından hazırlanan yangın raporunu açıklayan Aslan, “Toprağın altını maden, üstünü odun gören anlayışla ülke yönetilmez!” dedi.

Ormanlar yanarken tek adam sarayından izledi

Bu yıl da ormanların cayır cayır yanarken tek adamın sarayından izlemekle yetindiğini belirten Aslan, “Tek adam, yangınlara müdahalede kaç uçak, kaç helikopter kullanıldığını ve kaç personel çalıştığını açıklıyor ama ortada bir gerçek var. O da yangınla mücadelede uçaklar kiralık ve yetersiz. Orman Genel Müdürlüğünde 30 bine yakın kadro boş, orman işçileri alevlerin arasına tişörtle gönderiliyor” dedi.

Yangınla mücadele uçağını gereksiz görüyorlar

Ülkeyi anonim şirket gibi yöneten tek adam iktidarının Orman Genel Müdürlüğünde geçtiğimiz 3 yılda 5,5 milyar TL faiz kazancı elde ettiğini açıkladığını belirten Aslan, “Saray rejimi ormanı servet, yangınla mücadele için alınacak uçağı gereksiz harcama, işçiye verilecek maaşı masraf olarak görmektedir” dedi.

Bütçe faize, yangını cefası köylüye

Rapordan öne çıkanlar şöyle:

“1991-2020 arasında Akdeniz kıyısı olan ülkelerde yıllık ortalama yangın sayısı düşerken Türkiye’de 2050’den 2631’e çıkmıştır.

“Enerji kaynaklı” yangınlar orman alanının yüzde 25.6’sını kül etmiştir. AKP iktidarı 2012 ile 2022 yılları arasında “devlet ormanı” sayılan yerlerde enerji iletim hatları için 69 bin 492 hektar, enerji üretim santralleri için 20 bin 552 hektar ormanlık alan şirketlere tahsis edilmiştir.

Dünyanın dört bir yanında yaşanan orman yangınları yaşamı tehdit eder boyutlara ulaşırken, bu durumu iklim değişikliğine bağlama çabaları kapitalizmin sadece insanı değil doğayı da sömüren bir sistemin olduğunu maskelemektedir. Yangınların büyük çoğunluğunun önünde ya da sonrasında bir yağma ve talan olduğu artık gizlenemez bir gerçektir.

21 bini işçi 40 bin personeli bulunan Orman Genel Müdürlüğünün 9 yılda yurtiçi ve yurtdışından görevli 5 bin 392 kişiye eğitim vermiş olması zaten orman yangınları karşısında kaç personelin eğitim aldığını ortaya koymaktadır.

OGM’de 2022’de 44 bin 200 olan personel sayısı 2024’te 2 bin 121 kişi azalarak 42 bin 79’a düşmüş. Oysaki uzmanlar işçi sayısının bu rakamın en az iki katı olması, vardiyalı sistemle çalışılmasını önermektedir.

“Mükellef” sistemi yerine getirilen “gönüllülük” uygulamasının, yangınlar için yeterince çare olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır, sonuçları can kaybı olarak karşımıza çıkmaktadır.

2020-2021 yıllarında 734.7 milyon TL faiz geliri elde eden Orman Genel Müdürlüğü, 2022, 2023 ve 2024 yıllarında toplam 5.5 milyar TL faiz kazancı elde etti. İşte bu durum iktidarın ekonomik tercihlerinin sonucudur.

Orman içi ağaç satışı, yerleşim yeri yakınlarındaki ormanların imara açılması, sahil ve dağlık alanlarda turizme açma ya da maden ruhsatı verme gibi rant projelerinden geriye ormanlık alan kalırsa ağaçlandırılıyor.

Ölmüş kabul edilen yanmış ağaçların ormandan hızla çıkarılması ve ekonomiye kazandırılması önemli diye tarif edilse de orman yangını fırsata dönüştürülerek dikili satışlar kapsamında bütün alanı hatta daha fazlasını ihaleye açabiliyor. Bu süreç odun ve kereste şirketlerinin düşük fiyattan çok miktarda hammadde almalarına sağlarken yanmış odunlarla karıştırılarak üretilen odun esaslı paneller, yanmamış odun esaslı panel fiyatından piyasaya sürülerek kazanç, rantın rantına dönüşmektedir.

Ülke geneli pek çok maden projesinde halkın bütün itirazları ve mahkeme kararlarına rağmen maden şirketleri faaliyetine devam ederken TBMM kapanmadan çıkarılan torba yasa ile maden açılması planlanan ormanlar MAPEG’e devredildi. Böylece ormanların maden şirketlerinin talanına açılması için yangına bile ihtiyaç duyulmayacağı bir düzen yasalaşmış oldu.”

Orman köylüleri ormanlardan hem geçimini sağlar hem de ormanı korurlardı. Yörükler keçi yetiştiriciliği ve bilinçli otlatma ile ormanlar korunuyordu. Son yıllarda iklim değişikliğinin etkisiyle ormanların yangına hazır hale geldi, azalan hayvancılık ve yaylalardan kopan Yörüklerin olmaması yangınları da artırmaktadır.

Sonuç olarak;

Orman yangınlarına müdahale önemlidir ama daha da önemlisi ormanları koruyacak ve yangınları önleyici tedbirler alınmalıdır. Orman için insan hareketliliği otel, tesis, maden, enerji tesisi ve iletim dağıtım hatları ormanlardan uzaklaştırılmalıdır.

Kiralama sisteminden vazgeçilerek kalıcı bir yangın söndürme filosu kurulmalıdır.

Yangına müdahale araçları yangın koşullarında hareket ve çalışma kabiliyeti olacak şekilde donatılmalıdır.

Yangına müdahale de orman işçisi sayısı hızla artırılmalı, işçiler orman yangınlarıyla mücadelede deney, tecrübe ve birikim açısından teorik ve pratik olarak eğitilmeli, ülke geneli bir tane olan eğitim merkezi sayısı artırılarak yaygınlaştırılmalıdır.

İşçilerin çalışma koşulları insanca yaşayacak seviyeye çıkarılmalı, vardiyalı çalışma, iş sağlığı ve iş güvenliği önlemleri kapsamında kıyafet, malzeme ve ekipmanların maliyet hesabına kurban edilmeden işçilerin sağlığı ve canını koruyacak şekilde sağlanmalıdır.

132 bine ulaşan sayısıyla övünülen ve ölümlerle sonuçlanan gönüllülük sisteminin işlevli olmadığı ortaya çıkmıştır. Yangına hassas bölgeler başta olmak üzere orman bölgelerinde eğitilip, örgütlenen, yangınlara güvenli müdahale edebilecek yangınla mücadele kültürü kazanıldığı, malzeme ve ekipmanın sağlandığı halk örgütlenmesi sağlanmalıdır.

Yangınla mücadelede hayatını ortaya koyan işçilerin ücretleri, İnsanca yaşayacak seviyeye çıkarılmalıdır.

Orman Genel Müdürlüğünü bir şirket gibi kar-zarar hesabıyla faizden para kazanan yapısı sonlandırılmalı ve bütçesini yangınları önleme ve ormanları korumak için kullanması sağlanmalıdır.

Ormanın altını maden, üstünü odun görerek ticaret malı gören anlayış terk edilmelidir.

Maliyet hesabıyla orman işçilerinden geçirilen elektrik iletim ve dağıtım hatları orman dışına çıkarılmalı ve elektrik üretim, iletim ve dağıtım kamu eliyle yürütülmelidir.

Orman köylüsünü şehirlere süren politikalar son bulmalıdır. Orman kesim taşeronları ve entegre şirketlerin karı değil orman köylüsünün yaşamı gözetilmelidir. Doğal orman muhafaza ekipleri gibi çalışan Serikeçili Yörükleri başta olmak üzere ormanlarda hayvancılık yapan Yörüklerin hayvancılığa devam edebilmeleri sağlanmalıdır.”

Haber: Çoşkun ÖZBUCAK