İzmir BŞB’de sular durulmuyor. Belediye şirketleri İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ’tan 228 çalışanın işine son verildi. Bu işyerlerinde Türk İş’e bağlı Belediye İş sendikası örgütlü.
Belediye İş Sendikası genel başkanı N.Yurdakul ile İzmir BŞB Başkanı Tugay arasında dün yapılan görüşmede sonuç çıkmayınca düğmeye basılmış oldu. Bu sayı ilk planda 1030, sonrasında 4.000 kişiye doğru yürüyecek.
Ortada fol yok, yumurta yok, toplu sözleşme görüşmesi zamanı değil.
Ne oluyor?
Anlaşmazlık konusu nedir?
Basitçe konu geçen yıl İzmir BŞBB C.Tugay’ın bilgisi ve oluru dahilinde, yerel seçim öncesinde sabık Başkan T.Soyer döneminde SODEMSEN ile Belediye İş bir toplu sözleşme imzalar. İki yıl geçerli olan bu TİS düne kadar yürürlükte. Yani hukuken geçerli.
CHP Lideri Ö.Özel 19 Mart’tan bu yana “Hak,Hukuk,Adalet” diye doğru bir tutumla yeri göğü inletirken Başkan Tugay İzmir tarihinin en büyük işçi düşmanlığında tavan yapıyor.
Başkan Tugay sendikayı önce tehdit etti.
Başkan Tugay ne istedi?
Başkan Tugay hukuken imzalanmış ve yürürlükte olan bir TİS devam ederken sendikadan 2025 Eylül ayında yapılması gereken enflasyon artışından vaz geçmesini talep etti.
CHP lideri Ö.Özel meydanlarda asgari ücrete ve emekli maaşlarına dört ayda bir enflasyon farkı talep ederken Başkan Tugay yerel iktidarında TİS ile güvence altına alınmış enflasyon farkı hakkından vaz geçilmesini ve ücretlerin düşürülmesini talep ediyor. Bu yapılmazsa “işçi çıkaracağım” dedi ve yaptı.
Dünya emek tarihinde bir TİS ile güvence altına alınan haktan bir sendikanın vaz geçtiği görülmüş müdür?
Bunu yapan sendikanın üyesi kalır mı?
Basitçe düşünelim. Belediye işçisiniz. Maaşınız belli, TİS imzalanmış, gelecek iki yılda alacağınız ücret belli. Buna göre ev tutmuşsunuz, nişan, düğün, çocuk yapmışsınız. Çocuğunuzun eğitim, sağlık, ulaşım vb. giderlerini planlamışsınız. kredi borçlarınızı, kartlarınızı, taksitlerini buna göre ayarlamışsınız.
Seçim oluyor Başkan değişiyor, ama aynı partiden. Yeni Başkan diyor ki “ücretinizi düşüreceğim, ya da işten çıkaracağım”
Böyle bir adaletsizlik olur mu? Bu işyerinde iş barışı ve huzur kalır mı?
Üstelik ilk seçimde iktidar talep eden birinci partinin 25 yıldır yerelde iktidar olduğu bir kentte oluyor bunlar.
Aman eleştirmeyin AKP kazanır. Bu mudur?
Bu haksızlığa karşı ses çıkarmayan CHP İl yönetimi, Meclis Üyeleri, İlçe Belediye Başkanları, CHP Genel Merkezi hani haksızlığa göz yuman, ses çıkarmayan “dilsiz şeytan” olacaktı?
AKP’ye, iktidara bundan daha büyük katkı olur mu?
CHP, içine düştüğü gayya kuyusundan 30 Haziran’da nasıl aşacağının derdinde mücadele ederken İzmir BŞBB C.Tugay ne yapıyor? Hangi değirmene su taşıyor?
Bu emek düşmanı politikalarda Başkan Tugay’ın AKP’li sosyal medya danışmanlarının rolü var mıdır?
Bir yılda 2.000 üzeri işçi alıp, ücretler yukarıda diyerek 228 işçi çıkarmanın anlamı nedir?
Başkan Tugay kararlılık gösterisini neden sadece işçiler üzerinde yapıyor?
Batık belediye şirketlerin yönetim kurullarına sınıf arkadaşlarını, eşinin, dostunun yakınlarını, kendisine biat edenleri ayda 200.000 TL gelir ile atama yaparken işçinin aldığı para ile neden uğraşıyor?
Bu kent böyle gidemez.
CHP Genel Merkezi bu işe el koymak zorunda. Yetmez DİSK ve Türk İş üyesi işçiler, kamu emekçileri bu İzmir tarihinin en acımasız işçi düşmanı politikasına karşı bir araya gelmeli. İzmir’in demokrat akil insanları bu gidişin sonucunda ortaya çıkacak devasa sorunları önceden görüp, tarafların emek lehine uzlaşması için inisiyatif almalı. İzlemeye devam edeceğiz.