Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Yenidoğan çetesi” davasında 3. gün: “Bebeğin entübe olduğunu sisteme eklemiyorduk”

İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları

İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan “Yenidoğan Çetesi”nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın ilk duruşmasına ‘üncü gününde devam ediliyor. Bakırköy Adliyesi konferans salonunda görülen duruşmada, 22’si tutuklu olmak üzere 47 sanık ve tarafların avukatları hazır bulundu. Savunma yapan tutuklu sanık Cansu Akyıldırım, “Hasta dosyalarını taburcu dosyasına koymuyorduk. Bebeğin entübe olduğunu sisteme eklemiyorduk” dedi.

İstanbul’da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın duruşması üçüncü gününde devam ediyor.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, organize suç örgütü elebaşı Fırat Sarı’nın da aralarında yer aldığı 22’si tutuklu 42 sanık ile avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.

Öte yandan davanın görüldüğü salon ve önünde, polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı.

DURUŞMADAN

14.10 | Duruşma verilen aranın ardından yeniden başladı. Kaya isimli bebeğin ölümünden sorumlu tutulanlar arasında olan sanıklardan Damla Atak konuşuyor. Bebeğin ölümünden sorumlu olmadığını iddia eden Atak, kamera kayıtlarına ilişkin de yoğun bakım kameralarının çıkarıldığını bildiğini ancak bunun ne zaman gerçekleştirildiğini bilmediğini savundu.

13.05 | Duruşmaya ara verildi.

DOSYALARDA DEĞİŞİKLİK YAPILDI

11.50 | Akyıldırım’ın ardından hemşire Çağla Durmuş’un savunmasına geçildi.

Yalova’dan Bağcılar’a sevk edilen Sibel Karakoç’un bebeğinin yoğun bakımda solunum yoluna gıda kaçması sonucu hayatını kaybetmesi ve Fırat Sarı tarafından bir hastayı ‘entübe halde’ göstermesi talimatı soruldu.

Mahkeme başkanı ve Durmuş arasında şu diyalog geçti:

Mahkeme Başkanı: Fırat Bey, hastalarda dosyada değişiklik yapmanızı istermiş. Nasıl bir değişiklik?

Çağla Durmuş: Şöyle yani, Fırat Sarı, “hastayı entübe göster” derdi.

Mahkeme Başkanı: Olması gereken ne?

Çağla Durmuş: Hasta neyse onu göstermek.

Mahkeme Başkanı: Burada Fırat Sarı’nın amacı neydi?

Çağla Durmuş: Daha fazla kazanç.

10.15 | Çok sayıda avukat ve basın mensubunun da izleyici olarak katıldığı duruşmada, tutuklu sanık Cansu Akyıldırım’ın savunması alınıyor.

“PARALAR MOTİVASYON AMAÇLI GÖNDERİLDİ”

İddianamede geçen para transferlerini sorulan Cansu Akyıldırım, bu paraların motivasyon amaçlı gönderildiğini öne sürdü.

Duruşmada mahkeme başkanı sanığa, Medisense Hastanesi ile olan para akış trafiğinin nasıl sağlandığını sordu.

Akyıldırım, “Birinci Hastanesi’nde hasta danışmanlık hizmeti verdiğimizde ekibe motivasyon ödemeleri veriliyordu. Medisense Hastanesi’nde çalışan biri bana bu parayı atardı. Bende ekibe motivasyon ödemesi adı altında dağıtırdım” diye yanıtladı.

Soruşturma dosyasının medya tarafından çok “dallanıp budaklandırıldığını” savunan Akyıldırım, “Dosya, medya tarafından çok dallanıp budaklandı. Hakkımda çok yanlış ithamlarda bulunuldu. Ben bu zamana kadar maaşlı çalışan biriydim, herhangi bir maddi çıkar elde etmedim. Böyle bir örgütün var olduğunu düşünmüyorum, varsa da ben üyesi değilim. 7 aydır tutukluyum” dedi.

“BEBEK ENTÜBE OLDUĞUNU SİSTEME EKLEMİYORDUK”

Mahkeme başkanı sanığa, Mehmet Gürül’le aralarında geçen bebeklerin entübe olarak kaydedilmesine ve epikrizlerde yazan kan sayısı ile gerçeğinin aynı olmadığını söyledikleri konuşmalarını sordu.

Sanık, “Hasta dosyalarını taburcu dosyasına koymuyorduk. Bebeğin entübe olduğunu sisteme eklemiyorduk. Bunu ekleyip eklememeyi konuşuyorduk. Bebeğin basılı olan kan gazıyla gerçeğinin aynı olmadığını Mehmet Gürül’e söyledim” dedi.

Mahkeme başkanı sanığa, “Neden eksik olan her şeyi değiştiriyordunuz, bunu gidermek yerine” diye sordu.

Sanık, “Faturalandırılmış taburcu dosyalarını değiştiremiyorduk, o şekilde kalıyordu. Sisteme epikrizleri kopyala yapıştır olarak atıyordum, birebir değiştirmiyordum” diye konuştu.

“BEBEĞİ KUCAĞIMA ALDIĞIMDA BEBEĞİN BİR YERİ ŞİŞTİ, KALBİ DURDU”

Sanık, WhatsApp konuşmalarında geçen “Göbek bağını kesmeyi beceremedim, Cansu’ya verin” konuşmasıyla ilgili ise “Ben kesmedim, bu konuşmadan haberim yok. Ama bu bebek Karan bebek olabilir. Bu bebek TRG Hospitalist Hastanesi’nde doğdu. Bebek geldiğinde mosmordu. Kapıya yakın olan kısma aldım ve oksijen verdim. Bebeğin durumunu İlker Bey’e anlattım. Bebeği makineye bağladık. Bebeğe akciğer filmi istendi. Hastanenin şartları yettiğince ben filmi çektim. Bebeği kucağıma aldığımda bebeğin bir yeri şişti ben çekerken bebeğin kalbi durdu. Bebek geri dönmedi. Bebeğin ölüm nedenini belirleme yetkim yok. İlker Bey’e akciğer filminin resmini ve yakın videosunu Whatsapp’tan attım. Gönüllü olarak gitmiştim TRG Hospitalist Hastanesi’ne, Fırat Sarı istemişti gelmemi” diye konuştu.

Mahkeme başkanı ise sanığa, “Niye konuşmalarda Cansu atsın deniyor o zaman, senin epikrizleri değiştirme yetkin yoksa” diye sordu. Sanık Akyıldırım “Benim böyle bir konuşmadan haberim yok. Bana ne görev verilirse onu yapıyordum” diye cevapladı.

Akyıldırım ayrıca çetenin lideri olan Fırat Sarı ile 2021-2023 yılları arasında ilişki yaşadığını anlattı.

İDDİANAMEDEN

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 47 sanığa ve 19 sağlık kuruluşuna yer verilirken 10 bebeğin ise hayatını kaybettiği belirtildi.

İddianamede Fırat Sarı liderliğindeki ve yöneticiliğini İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamakları ile oynama yaparak SGK’dan üst sınırdan ödeme almak olduğu açıklandı.

İddianamede çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak (entübe olanı entübe olmayan, entübe olmayanı entübe olan, kullanılmayan ilaçları kullanılmış şekilde) gibi yöntemlerle evrak sahteciliği yapıp SGK’ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK’dan yüksek ücret tahsil ettiği ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret adı altında para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde ettiği de aktarıldı. Hazırlanan iddianamede yer alan şüphelilerin çoğunun sağlık çalışanı olduğu ve kazanılan kardan bu çalışanların da aldığı belirtildi. İddianamede 112 sevk sistemi bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu belirtildi. Bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olduğu da iddianamede kaydedildi.

Şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları currosurf, infasurf gibi ilaçları hastaneden çıkartarak satıp maddi kazanç elde ettikleri, Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında Fırat Sarı liderliğindeki Yenidoğan Suç Örgütü’nün çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalışması nedeni ile aslında sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hatta hemşire yardımcıları ile verildiği bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı da iddianamede kaydedildi.

BEBEKLERİN ÖLÜM SEBEPLERİ DOKTORLAR TARAFINDAN ÖRTBAS EDİLDİ

İddianamede hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı, bir kısım örgüt mensuplarının yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşireler eli ile usule aykırı gerçek olmayan epikriz raporları yazıldığı da açıklandı. Soruşturma kapsamında incelenen dijital materyallerde ise şüphelilerin “kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri” gibi şablon hasta değerlerinin yer aldığı ve çoğu zaman hastaların kan gazı, kan değerleri, enfeksiyon olup olmadığı gibi konularda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmadan kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize edip raporlarını şablon olarak tek elden, merkezden, hastane dışından yazdıkları iddianamede kaydedildi. Bu nedenle hangi bebeğe hangi tedavinin uygulanacağı yönünde tereddütler yaşandığı ve bebeklerin hayatını kaybetmesine kadar varan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğduğu iddianamede kaydedildi. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ilgili hastaneler ve suç örgütünün faaliyetlerini incelemek ve raporlamak için görevlendirilen müfettişlerin bebek ölümleri ile ilgili olarak alanında uzman neotologlardan oluşan uzman heyetten aldığı görüşe göre hastanelerde tıbbi imkansızlıklar, erken teşhis ve tedavi olmaması, birebir yakın hekim kontrolü olmaması, gerekli tetkik ve tahlillerin yapılmaması, hayati öneme sahip ilaçların kesilmesi, 3. Düzey olmamasına rağmen 3. Düzey hasta kabulü yapılması, doktorların hastaların klinik takip ve tedavisini üstlenmedikleri, ölüm sebeplerinin doktorlar tarafından örtbas edilmesi, TPN sıvısı içerisine lipit multivitamin, fosfor ve magnezyum destekleri verilmemesi sonucu yeterli enerji protein desteği alamadığı için hastaların beslenme bozukluğuna sebep olunduğu, bebeğin kalbi düşmesine rağmen adrenalin kullanılmaması, hastaların uzun süre yatışı yapılıp uygun merkezlere sevk edilmemesi, ilaç hazırlanması ve saklanmasında ihmal gösterilmesi, hastalara protein ve lipit desteği yapılmaması, gerekli ilaçların uygun şekilde verilmemesi, uygun şekil ve süre canlandırma desteği uygulanmaması, sahte hasta dosyası düzenlenmesi, hastaya pasif ötenazi uygulanması nedeniyle bebeklerin hayat haklarının ellerinden alındığı şeklinde tespitler olduğu aktarıldı. İddianamede bazı bebeklerin yoğun bakıma girdikten sonra kilo alması gerekirken aksine ciddi kilo kaybı yaşadığı da aktarılırken, Yenidoğan Suç Örgütü’nün ve örgüte yardım eden hastane yönetimlerinin sırf giderleri azaltmak ve maddi menfaat temin etmek adına bebeklere yeterli besin verme işlemini yerine getirmedikleri, tapelerde “TPN tüketimini azaltın” şeklinde talimatların yer aldığı da açıklandı.

İSTENEN CEZALAR NE?

İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi.

İddianamede diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.