Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

SAMSUN DEMOKRASI GÜÇLERİ “KONYA’DA KÜRT AİLEYE SALDIRI PLANLIDIR”

Samsun emek ve demokrasi

Samsun emek ve demokrasi güçleri Konya da ki ırkçı katliamı protesto etti.

Gençağa Karafazlı  –

Samsun ,Süleymaniye geçidinde gerçekleştirilen protesto eyleminde basın açıklamasını  emek ve demokrasi güçleri adına bilge yılmaz okudu.

“MEDYADA KÜRT DÜŞMANLIĞINI PLANLI BİR ŞEKİLDE HAYATA GEÇİRİDİ”

Geçtiğimiz günlerde Konya’da Dedeoğulları ailesinden 7 kişi ırkçı bir saldırının sonucunda katledilmiştir diyen Yılmaz yaptığı açıklamada;

” 17 Haziran’da HDP İzmir İl binasına yapılan saldırı sonucunda Deniz Poyraz’ın katledilmesi, ardından takip eden haftalarda HDP binalarına ve üyelerine yapılan saldırılar ve farklı illerde emekçi Kürt ailelere yapılan ırkçı saldırılar sonucunda Hakim Dal katledilmiştir. Planlı ve organize olduğu görülen bu saldırılar, aynı süreçte göçmenlere karşı yükseltilen ırkçılık dalgasıyla iç içe geçirilmek istenmiş; ardından birçok ilde meydana gelen orman yangınları üzerine yine planlı bir şekilde medyada Kürt düşmanlığı pompalanmış ve en son Konya’daki katliam gerçekleşmiştir.

“BURADA TEK KÜRT KALMAYACAK”

İzmir’de, Marmaris’te, Afyon’da, Ankara’da, HDP’ye ve Kürtlere yönelik saldırıların tamamında iktidar, saldırganları teşvik edici, kollayıcı tutum aldı. Daha bir hafta önce Hakim Dal’ın katledildiği Konya’da 40 saldırgandan 39’u serbest bırakılmıştı. Dedeoğulları ailesinin fertleri bu yıl 12 Mayıs’ta yine ırkçı saldırıya uğramış, tutuklanan 5 kişi “delil yetersizliği” gerekçesiyle serbest bırakılmıştı.

Polis kordonu etrafında “Burada tek Kürt kalmayacak” sloganlarıyla Dedeoğlu ailesini katleden katil sürüsü için Soylu utanmadan “iki aile arasında husumet var” diyor. Katilleri delil yetersizliği gerekçesiyle serbest bırakıp Kürtlerin üstüne tekrar tekrar salanlar, 7 insanımızın öldürüldüğü bu katliamın suç ortağıdır.

“BU SALDIRILARLA YENİ SALDIRILARIN ÖNÜ AÇILMIŞTIR”

İzmir’deki katilin Valiliğe bağlı otelde kaldığı ortaya çıkmıştı, Konya’nın Emniyet Müdürü ise Hrant Dink davasının sanığı, 10 Ekim’in istihbaratçısı; bir IŞİD hücresinin Ankara’da bir katliam hazırlığında olduğu istihbaratını katliam gününe kadar bekleten kişidir.

Tüm bu sürecin içinde bir yandan saldırıların planlı olduğuna dair işaretlere rastlanmakta, diğer yandan bu planlar yükseltilen ırkçılık dalgasının içine gizlenmeye çalışılmakta ve olası yeni saldırıların da önü açılmaktadır.

Egemenlerin yönetememe krizinin, çözülmenin, yağma, rant ve savaşın tüm sonuçları, ırkçılığın yükseltilmesine bir payanda haline getirilmektedir.

Bölgede emperyalist paylaşım savaşımının suç ortağı olanlar, Suriye’de, Afganistan’da, Libya’da tetikçi rolünü üstlenenler, savaşın sonuçlarını ve sorumluluklarını ırkçılığı yükselterek, göçmenleri hedef göstererek üzerlerinden atmak istemektedirler. Göçmen karşıtı ırkçı söylemleri yükselten burjuva muhalefet partilerinin aktörlerinin de özel çabasıyla, savaşın sonuçları karşısında kitlelerde açığa çıkan öfkenin yönetenlere yönelmesi önlenmeye çalışılmakta, göçmenler hedef gösterilmektedir.

“YANGİNLAR KÜRTLERİN ÜZERİNE YIKILMAYA ÇALIŞILIYOR”

Devletin içeride yaşadığı çözülüş ve yönetememe krizi, pandemiyle derinleşmiş, sınırsız rant ve yağmanın ağır sonuçlarını ortaya çıkarmıştır. Devlet baskı ve şiddet dışında yönetme yolu bulamamakta, ve işçi ve emekçilerin, kadınların, öğrencilerin, halkların büyüyen tepkilerini, gelişmekte olan direnişi engelleyememektedir. Bu yüzden egemenler her alanda saldırılarını arttırırken yükseltilen ırkçılığın etkisiyle kitlelerin tepkisini de birbirlerine yönlendirmeyi hedefliyorlar. Öyle ki, rant ve yağmanın geldiği boyutta, kayyum atanan THK’de yangın uçağı pilot ve teknisyenlerinin işten çıkarılmasıyla, yangın uçaklarının satılmasıyla, iklim krizinin de etkisiyle yayılımı önlenemeyen orman yangınları dahi medya ve polis teşkilatı organizasyonuyla Kürtlerin üzerine yıkılmaya çalışılmakta, saldırıların önü bu şekilde açılmaktadır.

“KATLİAMIN SORUMLULARI SALDIRILARI ÖRGANİZE EDENLERDİR”

Çözülüş ve çeteler arasındaki çatışma ayyuka çıkmakla beraber şu da ortadadır ki; rant, yağma ve savaş üzerine süren egemenlik ilişkilerinin ağır sonuçlarını işçilere, emekçilere, halklara yaşatmak konusunda ortaktırlar. Kitleleri kışkırtarak kendi suçlarını Kürt halkının, göçmenlerin, işçi ve emekçilerin üzerine yıkmakta ortaktırlar.

Emperyalist paylaşım savaşımının sorumlusu göçmenler değil, emperyalistler ve tetikçileridir.

Halklara yönelik saldırı ve katliamların sorumlusu, bu saldırıları organize edenler ve onlarla birlikte ırkçı söylemleri yükseltenlerdir. Bizler de bu saldırıların karşısında boyun eğmeyeceğiz. Adalet için, özgürlük için, insanca ve onurlu bir yaşam için, halkların kardeşliği ve eşitliği için olan mücadelemizi büyüterek bu saldırıları aşacağız.

Tüm saldırılara rağmen özgür ve kardeşçe yaşayabileceğimiz bir yarını kuracağız”