Eğitimimizin 81 İL içinde sonlarda olduğu memleketimin adını taşıyan dernek, vakıf ve federasyonların birinin daha elitler denip, abartılan kadro ile aynı tas, aynı hamam geceleri yapıp, bu gece ve etkinliklerde verdikleri pozlar ardından topladıkları paralardan da haber vermedikleri gibi, kendilerinden uzakta da olsam aleyhimde konuştuklarını duyduğumda gülümsüyorum.
Aynı durumun cenaze merasimlerinde de yaşandığını duyarken ‘ben neymişim ya’ dedirten bir gülüş ile gecede, etkinlikte hatta cenazede bile gözleri beni arayıp, bulamayanların beni çok ama çok (!) sevdiklerini düşünüyorum.
Evet, yoğun bir tempo ile ülke ve dünya nabzını tutmaya çalıştığımız yoğun bir süreçte ilgilenemediğim birçok konu ve kişiyi hızla değişen gündeminde etkisiyle ‘şimdilik’ diyerek ötelemeye çalışırken adam olarak 52 yılı geride bırakıp, 53 yaşına adım attığımı ve kendilerine tek tek teşekkür ettiğim güzel mesajlarla anlıyordum.
Diğer yandan da ülke genelinde hızla değişen gündemin nabzını tutup, okurlarıma aktarmaya çalışıp, çabalarken birilerinin de benim hakkımda ihbarcılık dahil, birçok iftira ve karalama çabası içerisinde olduğunu görmesem de duyuyor, not ediyorum.
Ama adam diye hesaba katmadığım bunlara, ‘yeri geldiğinde’ dokunurum diyerek, hakkımda öne sürülen, atılan iftiralar, yapılan alçaklıkları görmezden, duymazdan gelmeye çalışırken bunların ne mal olduklarını isim, isim bildiklerimin arkamdan konuşmalarıyla ilgili haber ve yazılarımın da bir hayli artığını notlarım arasında görmekteyim.
‘Yalancının!’ denilecek bu adilik ve şerefsizliklere papuç bırakacak biri olmadığımı bilen okurlarımın işim, ekmeğim olan gazetecilik çabalarımı görmelerinin yanında birilerinin de oturdukları yerde adım ve yaptığım işim üzerinden cırılmalarını anlayamıyorum.
Bunların asıl amacının kendilerini ciddiye almayıp, gündeme getirmediğimden bana sürtünerek gündeme gelmeye çalıştıklarını da anlamıyor değilim…
Peki ya o köprü altlarında, çeper diplerinde, sosyete gecelerinde, sanal ortam da devrim yapanlara ne demek gerek?
Saha da olmayan sanal ortam da devrimci ya da sözde sağcı muhafazakar olan ve sakal bırakıp, bana benzemeye çalışan bunları gerek, 35 yıla yaklaşan gazetecilik mesleğimde, gerekse de son seçim de önce benden yana kuyruk acısı çektiklerinin de bilinmesi gerektiğini hatırlatırken şimdi somut veriler üzerin de hesaplaşmanın tam zamanı olduğunu da belirtirim.
Kıytırıktan sanal ortamlarında, toplandıkları çeper diplerinde benim aleyhimde yazılar yazanlar, meslekleri olan ihbarcılık yapanlarla hesap günü dediğim gün ne yapacaklarını da merak etmiyor değilim.
Çünkü benim iftira değil, gerçekleri ortaya koyacaklarımı bilenlerin başında gelenlerin de bugün, yarın bu satırlarla hesaplaşacağımı bilenler olduğunu yine ben iyi bilirim…